Merhaba

Daha önce çok kötü yazılar yazdım. İyi diyebileceğim yazılar yazdım. Çok okunan yazılar yazdım, hiç okunmayan yazılarım oldu. 


Daha önce; yerel dergilerde, bandrolsüz dergilerde, bandrollü dergilerde, fakülte dergilerinde yazdım. 


Daha önce; konuk yazar olarak internet sitelerinde yazdım. Kuruluşuna katıldığım sitelerde yazdım. 


Birkaç tane de gazete yazısı yazdım. Fakat bu kadar zamanda hiç blog yazmadım. Şimdi o eksiği tamamlamak için burayı açtım. Aynı zamanda eski ve yeni tüm yazılarımı da toplayarak bir "not defteri" veya "anı kitabı" gibi kullanmayı düşünüyorum burayı. Yapmayı tasarladığım işlerin taslakları da burada olacak, yazdığım hikâye, kritik ve güncel mülahazalar da. 


Tüm bu "yayınların" yegâne prensibini Ziya Gök Alp'in "Sözlerin arkasındaki işleri görebilmek, havadislerden ziyade olaylara dikkat etmek hünerdir." sözü oluşturacak.


Çok bilmediğim bu mecrada uzun süreli bir yolculuk planlıyorum. Tabii Tanrı bu işe ne der? Orasını bilmiyorum. Bir diğer bilinmez ise benim dillere destan "internet cahilliğimdir". 


Blogla "oynarken" sağını solunu bozmazsam ve Yaradan izin verirse diyelim, bu yol üzerinde uzun bir yolculuk planlıyorum. 

...

Aslında burayı açarken bol bol ahkâm keseceğim, her işi eleştirip yine bolca burun kıvıracağım bir yer olarak tahayyül etmiştim. Fakat ölüm o soğuk yüzünü pek yakınlarımda açıkça gösterdi.


Okuma-yazma bilmeyen, rakamları tanımayan ve uzun ve tabii ki çileli bir ömür yaşayan bir tanıdığımı kaybettim. Cenaze merasimi ve sonrasında ölünün arkasından yapılan konuşmaları dinlediğimde, burasının da istikameti değişti. 

...

Eskiden evlerin önüne kurulmuş fırınlarda, teknelerde yoğrulan hamurlar altına ceviz yaprağı serilerek, üstüne ise ev yapımı tereyağı dökülerek ekmeğe dönüştürülürmüş. İşte bu ekmeklerden ikram edilen insanların, aradan 40 sene geçse bile, o tadı ve ikramı yapan kişiyi unutmamaları beni bir hayli etkiledi. 


Yine kritik yapacağım. Muhtemelen yine kendimi tutamayıp ahkâm keseceğim. Fakat artık esas gayem bir şey üretmek. Belki, eski fırınlarda yapılan o tatlı ekmeğin yerini tutmaz ama yine de damaklarda hoş bir tat, dimağlarda bir lâhzalık tereddüd yaratmaya çalışacağım. Ve bunu ölene dek yapacağım. 


Öyleyse, başlayalım. 


Yorum Gönder

0 Yorumlar