İskeçe Türk Birliği'nin İsim Mücadelesi



Bazı basit bilgiler vererek başlamak istiyorum: Yunanistan'da, çoğunluğu Batı Trakya'da oturan, Türkler vardır. Batı Trakya Türkleri olarak ifade edilen bu topluluğun kültürlerini yaşatmak amacıyla kurdukları bazı dernekleri vardır. Bu dernekler meşruiyetlerini Lozan Antlaşması ve AİHM kararlarından almaktadır ve son bilgi; Yunanistan epeydir bu derneklerin ismindeki "Türk" kelimesiyle kafayı bozmuş durumdadır. 

Şimdi bu yazdıklarımı biraz açacağım müsaadenizle. 

Batı Trakya Ne Tarafa Düşer? 

Trakya Meriç Nehri'nden bölünür. İki Trakya da isimlerini bu nehre göre alırlar: Doğu ve Batı Trakya.

Doğu Trakya Türkiye sınırlarındayken, Batı Trakya Yunanistan'ı oluşturan bölgelerden biridir. Batı Trakya'nın genel nüfusu 350 bin, buradaki Türklerin nüfusu ise 150 bin civarındadır. (Yunanistan 50 bin olarak veriyor.)  

Tarihteki ilk Türk cumhuriyeti unvanına sahip Garbî Trakya Hükûmeti de - adı üzerinde - burada kurulmuştur. 

1913 İstanbul Anlaşmasıyla Bulgaristan'a bırakılan Batı Trakya, 1. Dünya Savaşı esnasında (1917 yılında) Yunanistan tarafından alınmıştır. Yunanistan buradaki hakimiyetini Paris Barış Anlaşması'nda kayda geçirmiştir. Türkiye Yunanistan'ın Batı Trakya'daki haklarını Lozan'da tanımıştır. 

Yine Lozan'da, Batı Trakya'da çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu müslüman nüfus "azınlık" statüsüne kavuşmuştur. 

Lozan'da Türkiye, ülkesi sınırlarındaki gayrımüslim azınlığın haklarını güvence ederken; aynı hakların Yunanistan'da bulunan müslüman azınlık için de geçerli olduğunu kayda aldırmıştır. Taraflar bunu bilerek sözleşmeye imza koymuşlardır. (bkz. Lozan'ın 37-45. maddeler arasını ihtiva eden "Azınlıkların Korunması" başlıklı üçüncü bölümü.

Mesela iki maddeyi ele alalım:

"Madde 40 — Müslüman olmayan azınlıklara ilintili olan Türk yurttaşları hukuk bakımından ve fiilen öteki Türk yurttaşlarına uygulanan işlemlerin ve sağlanan güvencelerin tıpkısından yararlanacaklar ve özellikle, harcamaları kendilerince yapılmak üzere, her türlü yardım, dinsel ya da sosyal kurumları, her türlü okul ve benzeri öğretim ve eğitim kurumları kurma, yönetme ve denetleme ve buralarda kendi dillerini özgürce kullanma ve dinsel ayinlerini serbestçe yapma bakımından eşit bir hakka sahip bulunacaklardır."

Diğer maddeye de bakalım:

"Madde 45 — İşbu Kesim hükümleri ile Türkiye’nin Müslüman olmayan azınlıkları için tanınan haklar, Yunanistan tarafından da, kendi topraklarında bulunan Müslüman azınlığa tanınmıştır."

Burası işin Lozan Antlaşması'na kadar olan "uluslararası" kısmıydı. Şimdi, Batı Trakya Türkleri'nin dernekçilik faaliyetleriyle devam edelim. 

Batı Trakya Türk Toplumunun Mücadelesi

Yunanistan'daki ilk Türk derneği "İskeçe Türk Gençler Yurdu" adıyla 1927 yılında kuruldu. 3 sene sonra bu derneğin kurucularından bazıları ayrılarak "Türk Ocağı" ismiyle başka bir dernek kurdu. Nihayet, bu iki dernek 17 Kasım 1936'da birleşerek İskeçe Türk Birliği adını aldı.

Yunanistan-Türkiye ilişkilerine göre üzerindeki baskı bazen hafifleyen bazen de artan dernek, yine de çalışmalarını yarım asra yakın sürdürdü. 

En zor zamanlar ise Kıbrıs Meselesi'nde tansiyonun yükseldiği dönemler oldu. Nitekim 1983'te Rauf Denktaş KKTC'nin kurulduğunu ilan ettiğinde, Yunanistan yönetimi hiçbir şey yapamadan izledi. Öfkelenen yönetim hırsını Batı Trakya Türkleri'nden çıkarmaya karar verdi. 

Bu öfke nöbetinin sonucu olarak İskeçe Türk Birliği'nin tabelası 1983'de Yunan güvenlik kuvvetlerince indirildi, dernek kuruluşunun 50. yılında, yani 1986'da, kapatıldı. Kapatılma gerekçeleri ise "adında Türk bulunması" ve "Türkiye'nin çıkarlarına çalışmalar yapması"ydı.

Türkiye'nin çıkarlarına hangi çalışmaları yaptığını muhtemelen kendisi de merak eden dönemin dernek yönetimi, meseleyi Yunan yargısına taşıdı. Böylece uzun yıllar süren hukuki mücadele başlamış oldu. 

Derneğin başvurusu senelerce ertelendikten sonra nihayet Ocak 1999'da görülmeye başlandı. 19 Mart 1999 tarihinde ise İstinaf Mahkemesi derneğin kapatılmasını haklı bularak başvuruyu reddetti

Dernek davayı Yunan Yargıtay'ına götürdü. Yargıtay davanın yeniden görülmesine karar verdi.

Yeniden görülen dava İstinaf Mahkemesi'nin 25 Ocak 2002 tarihli duruşmasıyla neticelendi, mahkeme kapatma kararında ısrarcı oldu. Yani, derneğin açılmasına yönelik başvuru yine reddedildi

Birlik üyeleri bu kez kararı Yargıtay nezdinde temyiz ettiler. Yunan Yargıtay'ı da (Areopagus) yoğun kamuoyu baskısına dayanamayarak derneğin kapatılması yönünde karar verdi. (7 Şubat 2005)

Bunun üzerine İskeçe Türk Birliği üyeleri Temmuz 2005'de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurdular. AİHM 27 Mart 2008 tarihli kararıyla derneği haklı buldu. AİHM'ne göre derneğin "Türkiye'nin çıkarlarına çalıştığı" asılsız bir iddiadan ibaretken, isminde "Türk" ibaresinin bulunması da en doğal hakkıydı. 

İtiraz sırası Yunanistan'a döndü. Davayı AİHM Büyük Dairesi'ne taşımak için ayaklanan Yunan Devleti, AİHM'nin bu talebi reddetmesi üzerine oturdu. AİHM, böylece, dernek lehine olan kararını tescil etmiş oldu. 

İskeçe Türk Birliği, bu karar üzerine yine Yunan yargısına başvurdu ve artık hakkının geri verilmesini talep etti. İskeçe Asliye Hukuk Mahkemesi, AİHM kararına rağmen, Mayıs 2009'da yine dernek aleyhine olan bir karar açıkladı. Meseleyi İstinaf Mahkemesi'ne götüren İskeçe Türk Birliği üyelerinin talebi 25 Ocak 2011 tarihinde bir kez daha reddedildi.  

Bu arada 2009'da Trakya İstinaf Mahkemesi'ne de başka bir başvuru yapan derneğin talebi yine reddedildi

Bu reddi de Yargıtay'a taşıyan İskeçe Türk Birliği yönetiminin talebi 24 Şubat 2012'de yayınlanan kararla yine reddedildi

Böylece iç hukuk yolları - yeniden - tükenmiş oldu. 

İskeçe Türk Birliği, 16 Ağustos 2012'de, Yunanistan'ı verilen kararı tanımadığı gerekçesiyle AİHM'ne şikayet etti. 

2017 yılında Yunanistan Adalet Bakanlığı, AİHM'de dava kazanan derneklere işbu kararları Yunan mahkemelerinde tanıtma ve uygulanmalarına imkan tanıyan özel bir yasa hazırladı. İskeçe Türk Birliği de bu yasadan yararlanarak Trakya İstinaf Mahkemesi'ne bir daha başvurdu. Yine reddedildi. 

Dava bir kez daha Yargıtay'a taşındı. 

Böylece 2021 senesine gelindi. 

AİHM Bakanlar Komitesi geçtiğimiz Haziran ayında Strazburg'da toplandı ve Yunanistan'ı derneğin haklarına saygı göstermesi için bir kez daha uyararak eleştirdi.

Yunan Yargıtay'ı ise 30 Haziran 2021 tarihinde İskeçe Türk Birliği'nin itirazını bir kez daha reddetti. 

Son ret kararı Batı Trakya Türk toplumunun haklı tepkilerine neden oldu. Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF), Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği (B.T.A.Y.T.D.), Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği (B.T.T.Ö.B.), Gümülcine Türk Gençler Birliği, Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu kararı protesto ettiler.

Ayrıca Batı Trakya Türklerinin tek siyasi yapılanması olan "Dostluk Eşitlik Barış Partisi" (DEB) ve Türkiye Dışişleri Bakanlığı da kararı kınadılar.

Gümülcine Türk Gençler Birliği'nin açıklaması

Yunanistan'ın tarafı olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne uymaması ve yine kendi kanunlarına göre üst mahkeme kabul ettiği Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin verdiği kararı tanımaması üzerine mesele tekrar sürüncemede kaldı. 

Bu sene kuruluşunun 94. yılını kutlayan İskeçe Türk Birliği, 38 senedir ismindeki "Türk" ibaresinin Yunanistan devletine verdiği rahatsızlıkla uğraşıyor. 

Yunan'ın Derdi Ne? 

Yunanistan; Kıbrıs veya Adalar Denizi'nde ne zaman Türkiye'yle karşı karşıya gelse bunun cezasını Batı Trakya Türklerine kesiyor. 

Özellikle de müftüler ve derneklerle uğraşıyor. Hâlbuki hem müftüler ve müftülük makamı, hem de dernekler ve pek tabii ki dernek isimleri, Yunan devletinin korumayı taahhüt ettiği azınlık haklarının tepesinde yer alıyor. 

Batı Trakya Türkleri, bu aleni haksızlığa karşı ses çıkarıyor. Meriç'in hangi yakasında olursa olsun Türk, Türk'tür. Soydaşlarımızın sesine kulak vermeliyiz. Yetmez! Bu sese ortak olmalıyız. 

Batı Trakya'yla ilgili birkaç internet sitesi ve twitter hesabını aşağıya bırakıyorum. İzleyelim ve destek çıkalım! Çünkü bu bizim için bir vicdan meselesi olduğu kadar, hukuk, haysiyet ve hakkaniyet meselesidir

İskeçe Türk Birliği'nin resmî internet sitesi. (Yazıda değindiğim davalarla ilgili fazlasıyla istifade ettim.)






...


Batı Trakya'nın yerel basınını takip ederken bir haberle karşılaştım: Marmara'daki müsilaj Batı Trakya'da da görülmeye başlamış. Buna yorum yapmayacağım...

Yorum Gönder

0 Yorumlar