Matbuatımızdan Seçme Yazılar (Aralık 2021)


2021 senesini bitirdik. 2022'nin ilk gününde, beklediğimin ötesinde ilgi gören, "seçme yazılarla" birlikteyiz. Aralık ayında, okunmasında fayda gördüğüm, beş yazı seçtim. Dilerseniz incelemeye başlayalım. 


1-) Ahmet B. Ercilasun - "Sokak Dili" / 5.12.2021 - Yeniçağ

Bugün Türkiye'de Türkçe üzerine lâf edebilecek birinci insan kimdir diye sorulacak olsa, cevap hiç şüphesiz Ahmet Bican Ercilasun olur. Ercilasun, bu yazısında, sokak dilini devlet dili hâline getiren siyasetçileri uyarıyor. Aslında "fırçalıyor" (kelimenin her iki anlamıyla) demek daha doğru olacak ya, biz nezaketimizi bozmayalım. Yazıdan bir parça:

"Milliyeti oluşturan en önemli unsurlardan birinin dil olduğunu biliyoruz. Dil, ölçünlü (standart) biçimiyle, ağızlarıyla, meslek ve grup jargonlarıyla, argosuyla bir bütündür. Böyle düşünüp, "Argo da dilde var, o hâlde niçin kullanmayalım?" diyebilirsiniz. Ancak dilin kendisi başka, kullanım başkadır. Dilin bütün söz varlığı ulu orta kullanılmaz. Argonun da, halk dilinin de, ağızların da kullanılacağı yer ve zaman vardır. Siyasetçiler, bilim adamları, kanaat önderleri, halka örnek olmaları gereken insanlardır. Onlar seviyeli bir dil kullanmak zorundadırlar. Parti propagandası yaparken, bir pazarcının sebze satarken kullandığı dili kullanmamak gerekir."


2-) Serdar Turgut - "Kuran-ı Kerim aşığı Goethe" / 6.12.2021 - Habertürk

Başlık üçüncü sınıf İslâmcı yazarların propaganda taslaklarını hatıra getirse de, yazarın İslâmcı olmaması bizi bu tespiti yapmaktan alıkoyuyor. Peki neden bu yazıyı aldım? Önce bir alıntı:

"Bir gün hocası, usta felsefeci Herder ile sohbet ederken Goethe hocasına "Öyle güzel ve hikmetli konuşuyorsunuz ki bunun kaynağını merak ediyorum" dedi.

Herder bunun nedeninin kendisinin Kur’an’ı okumuş olmasından kaynaklandığını söyledi ve Goethe’ye de onu okumasını tavsiye etti. Herder, Goethe’nin özelikle George Sale’nin 1734’de neşredilen tercümesini okumasını istemişti. Herder'in de bunu Kant ile sohbetlerinde öğrendiği söyleniyor."

Goethe, Herder ve Kant; Alman ve hatta genel olarak Avrupa düşüncesine sirayet etmiş üç önemli isimden bahsediyoruz. Üçü de, müteselsilen Kur'an okuyorlar. Hatta Goethe daha ileri gidip "Doğu-Batı Divanı"nı yazıyor. (Yazıda bu konuya da temas ediliyor.) Amaçları müslüman olmak mı? Hayır, İslamiyeti veya onların tabiriyle "doğuyu" tanımak. Bizde zahmet edip Kur'an okumadan ama İncil'den, Tevrat'tan bol bol alıntı yaparak (onları da okumuyorlar ya, alıntı yapabiliyorlar) "bu ülke" üzerine yorum yapan zevzeklerin iyice anlaması gereken bir yazı olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden "seçmelere" dahil ettim. 


3-) Kürşad Zorlu - "Tanrı Dağlarının eteğinde kritik müttefiklik anlaşması..." / 8.12.2021 - Habertürk

Türkmenistan ve Kırgızistan'da yaşayan soydaşlarımız alınmasınlar, Türkistan'ın daha derli toplu ülkeleri; Özbekistan ve Kazakistan'dır. Kürşad Zorlu, bu iki ülke arasında imzalanan ittifak anlaşmasını konu ediniyor. Anlaşmada neler var sorusunu şöyle cevaplıyor:

"Bu yılın başından bu yana, ikili ticaret yaklaşık %40 artarak 4 milyar dolarlık rekor seviyeye ulaştı. Hedef gelecek yıl 5 milyar, uzun vadede ise 10 milyar dolara çıkarmak.

İlişkilerin hemen hemen tüm temel başlıklarını kapsayan 22 belge imzalandı. 6 milyar dolarlık bir yatırım anlaşması da var.

Bununla birlikte ulaştırma ve transit sektörünün kapasitesini genişletmek için, "Uçkuduk-Kızılorda" karayolları ve demiryolları, "Türkistan-Çimkent-Taşkent" yüksek hızlı demiryolu inşaatı projelerinin uygulanması kararlaştırıldı."

Anlaşmanın hayır getirmesini temenni ediyorum. 


4-) İlber Ortaylı - "Patrik Bartholomeos" - 19.12.2021 - Hürriyet

İlber Ortaylı üç konuyu tek sayfada cem ettiği yazısında; Patrik Bartholomeos, Türk insanının direnci ve mecliste başka dillerde konuşma kepâzeliğine değiniyor. Son iki konuya birçok yerde değinildiği için ben Patrik'le ilgili bölümden ufak bir alıntı yapacağım:

"Türkiye’de Ortodoks cemaat var ve iki imparatorluktan kalma en eski kurum. İstanbul’daki kitle azaldı ama dünyada varlar ve Ortodoks dünyasındaki anlaşmalar-anlaşmazlıkların ortasında Patrik Bartholomeos çok güçlü olarak duruyor. Bazı girişimleri çok farklı; mesela bütün Batı Avrupa Papa’yı ve İspanya Küba’yı dışlarken, Patrik I. Bartholomeos orayı ziyarete gitti ve destek oldu."

"Ortodoks Kilisesi’nin uzun tarihinde Roma’da tahsil gören tek Ortodoks din adamı" olan Patrik Bartholomeos, Ortodoks dünyasını, İstanbul'dan idare etmeyi sürdürüyor. 

Ülkemizde yaşayan tüm toplulukları iyi tanımak vazifelerimiz arasında yer almalı. Bu minvalde, işbu yazıyı, tavsiye ederim.


5-) Murat Yetkin - "Türk Kalaşnikov’u TB-2: bir silahın değiştirdiği dengeler" - 24.12.2021 - yetkinreport

Türk SİHA'ları dünyada tartışılmaya devam ediyor. En çok tartışanlar arasında geri zekâlı müttefikimiz Amerika yer alıyor. "ABD'nin Afrika Boynuzu Özel Temsilcisi'nin", Türkiye'yi ziyaretinde "Etiyopya'ya SİHA satmayın" isteğinde bulunduğunu haber veren Yetkin; Türk SİHA'larının tesirini AK-47'yle şöyle mukayese ediyor: 

"Kalaşnikov AK-47 otomatik tüfeği savaş tarihinin gidişini değiştiren silahlardan olarak biliniyor. AK-47 İkinci Dünya Savaşı sonrasında Sovyetler Birliğinde mühendis Mihail Kalaşnikov tarafından Kızıl Ordunun piyade silahı olarak tasarlanıp 1949’da kullanılmaya başlandı. AK-47 kutuplardan çöllere, bataklıklara dek her yerde kullanılabilen basit tasarımıyla kısa sürede ulusal kurtuluş mücadelelerinden uyuşturucu kartellerine dar bütçeli ordulardan terör örgütlerine dek bütün dünyada silahlı yapıların envanterine girdi. Vietnam’dan Afganistan’a Nikaragua’ya dek pek çok savaş ve iç savaşta kullanıldı. Pek çok silahlı örgütün flamasında ve örneğin Mozambik’in bayrağında yeri var.
Yaygınlık açısından değil ama bölgesel dengeleri değiştirme etkisi bakımından TB-2 pilotsuz uçakları bir nevi Türk Kalaşnikov AK-47’si sayılabilir."


Umarım müstefid olmuşsunuzdur. 2022'nin, hiç olmazsa, bir önceki seneden iyi olmasını dileyerek yeni yılınızı kutlarım. 


Yorum Gönder

0 Yorumlar