2024'ün Z Raporu


2024 bütün güzel ve çirkin şeyleri sırtına yükleyerek uzaklaştı. Geçen senelere göre sanki biraz daha mutedil bir devir-teslim oldu yıllar arasında. Nedense diğerlerinin kaçarak uzaklaştığını hissetmiştim. 

Eskisi kaçarak uzaklaşmadığı için yeni yılın coşku seviyesi de herkes için farklı oldu. Kimisi "hoş geldin yeni yıl" kutlamasını karnavala çevirdi, kimisi çekirdek bile çitlemeye erindi. Sonuçta 2024 bitti, 2025 geldi. 

Tetebbûlar bloğu için de 2024'ün Z Raporu'nu alma zamanı geldi. 

2024 yılı içerisinde Tetebbûlar'da tam 22 yazı yayınlamışım. Ne az ne çok. Bunların 12 tanesi Okuduklarım serisine ait. Bildiğiniz gibi bu seride bir ay içerisinde okuduğum kitapları muaheze ediyorum. Neler okumuşum? Tarih, edebiyat, akademik araştırma, hatırât, felsefe, biyografi... Hepsini tek cümlede özetleyecek olsam "İnsana dair bir şeyler okumuşum" derim. 

Geri kalan on yazıda neler söyledim? Artık klasikleşen bir şekilde işe yılın kaybolan kelimesiyle başladım. 2023'ün kaybolan kelimesi olarak tedbir sözcüğünü seçtim. 2024 için belirlediğim kaybolan kelimeyi önümüzdeki haftalarda bu blogda okuyacaksınız. 

Türkiye... Nereye? diye bir mülahaza yazdım. Memleketin kendine has yürüyüşünde gördüğüm ilginçliklere değindim. 

Bir başka serinin, Blog-Notlar'ın, 14. baskısıyla yola devam ettim. Kurumsal Bir Yazı'da iş dünyasının olmayan kurumsallığını paçavraya çevirdikten sonra "Erdoğan'ın Türkiye'si vs ?" yazısında güncel tartışmalara güncelin ötesinde bir bakış önerdim. Dikkat çekti mi? Evet. Ciddiye alındı mı? Güldürmeyin beni. 

Danışmanlık Furyası yazısında çağımızın kanayan yarasına temas ettim. "Modern" insanın hiçbir işi kendi başına halledememesinin nasıl bir ekonomik sektör hâline dönüştüğünü anlattım. Tanpınar'ın günlüklerinden Peyami Safa'nın ölümüyle ilgili notları obituary geleneğinin Türkçedeki nadir örneklerinden olarak dikkatinize sundum. 

Bu sene, başlığı Düşük olan, bir hikâye yazdım. Yetinmedim 1839'la tarih yazılarıma keskin bir tanesini daha ekledim. Blogdaki İki Yüzüncü Yazı'yla, Okuduklarım serisini hariç tutarsak, seneyi kapattım. 

Genel değerlendirmem senenin fena geçmediği yönünde. Yine bu yıl içerisinde okur sayısının da ciddi ölçüde arttığını gördüm. İlginiz için teşekkür ederim. 

Ticari olanlar dahil toplam 200'ye yakın yazı yazdığım (sektörün diliyle "içerik ürettiğim") bu yıl en çok atıf yaptığım cümle bir Sicilya atasözü oldu: "En iyi söz hiç söylenmeyendir."

2025'te istediklerinizin gerçek olması dileğiyle... Herkese sağlıklı bir yıl diliyorum. 


Yorum Gönder

0 Yorumlar